Daha iyi hizmet vermek için bu websitesinde çerezler kullanıyoruz.

İçeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sunmak ve trafiği analiz etmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanımınızla ilgili bilgileri ayrıca sosyal medya, reklamcılık ve analiz iş ortaklarımızla paylaşabiliriz. İş ortaklarımız, bu bilgileri kendilerine sağladığınız veya hizmetlerini kullanırken topladıkları diğer bilgilerle birleştirebilir.

Çerez nedir?

Çerezler, web-sitelerinin, kullanıcıların deneyimlerini daha verimli hale getirmek amacıyla kullandığı küçük metin dosyalarıdır. Yasalara göre, bu sitenin işletilmesi için kesinlikle gerekli olan çerezleri cihazınıza yerleştirebiliyoruz. Diğer çerez türleri için sizden izin almamız gerekiyor. Bu site farklı çerez türleri kullanmaktadır. Bazı çerezler, sayfalarımızda yer alan üçüncü şahıs hizmetleri tarafından yerleştirilir. İzniniz şu alanlar için geçerlidir: web.tv

Arda Turan'ın Hikayesi - Futbolun Hikayeleri

0 izlenme
Kategori Spor
Eklenme Tarihi
DilTürkçe
Açıklama
Futbolun sadece yeşil bir dikdörtgenin içinde oynanan oyun olmadığını biliyoruz. Birçok erkek çocuğun hayali tuttuğu takımın formasını giyip, o dikdörtgenin içinde oynamaktır. Saha kenarında, reklam panolarının arkasında duran top toplayıcı çocuklar, bir gün gelip büyüyünce; önce hayaline ulaşıp sonra o dikdörtgenin içinden çıkıp gidebilir ve tüm dünyanın konuştuğu adam olabilir.
Sokak aralarında her çocuk gibi top oynayarak başlıyor Arda’nın hikayesi. O zamanlar Bayrampaşa’da 70 metre kare evinin önündeki daracık sokaklarında, arkadaşlarıyla orta,kafa,gol’ü oynarken herkese tek bir şey söylüyordu ‘’Ben Galatasaray’da oynayacağım’’.
Elbette bu cümleyi söylerken, bir gün Barcelona’da dünyanın en iyileri ile sahaya çıkacağını ve Türkiye’nin gururu olabileceğini nerden bilebilirdi ki?

Arda 8 yaşına geldiğinde o da babası ve amcaları gibi semt takımı Altıntepsi Makelspor’un yolunu tutar.
2000 yılında Galatasaray’ın altyapı seçmelerine giren Arda Turan, ilk seçmenin ardından ikinci seçmelere de çağrılır ve sonunda takıma seçilir. Sonrasında ise Galatasaray’ın altyapısında oynamaya başlar. Galatasaray altyapısında oynadığı dört yıl boyunca çıktığı 56 lig maçında 17 gol kaydederek kendini gösterir Arda. Galatasaray forması ile ilk resmî maçına, 22 Ocak 2005 tarihinde Bursaspor ile oynanan Türkiye Kupası maçında çıktı.
Arda Turan efsanesi ise 2005-2006 sezonunun ikinci yarısında kiralık olarak oynadığı Manisaspor’da başladı. O zamanlar Galatasaray Arda’yı oynatmıyordu ve dönemin Manisaspor teknik direktörü Ersun Yanal Galatasaray’a şöyle bir teklif yaptı ‘’Nasıl olsa Arda’yı şimdi oynatmayacaksınız, hiç değilse verin bize; bir yıl bizde oynasın hazır olarak size dönsün.’’ ilk resmî maçına Ankaragücü ile deplasmanda oynanan maçta çıktı ve 2-0 kazanılan karşılaşmada, hem kulüp kariyerindeki hem de Süper Lig'deki ilk golünü attı. O sezon oynanan Manisaspor-Fenerbahçe maçı unutulmaz olur Arda için. Yıldız futbolcu bu maçta gösterdiği performansla akıllara kazınır.
Vestel Manisaspor’da yarım sezon oynadıktan sonra Galatasaray’a geri döner. 4 Ağustos 2006’da Ankaraspor’la deplasmanda oynadıkları maçın 46. dakikasında Hasan Şaş’ın yerine oyuna dahil olur ve Galatasaray forması ile bu sezon ilk maçına çıkar Arda Turan.
Arda’nın Galatasaray’la olan sözleşmesi 2011 yılına dek uzatılır ve İlk 11’e çıkması ise, 9 Ağustos 2006’da Çek kulübü Mladá Boleslav’a karşı oynadıkları Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu maçında oldu. Galatasaray’ın 5 - 2 galip geldiği bu maçı Arda, 2 gol ve 1 asistle tamamlamış, hem Galatasaray forması altındaki ilk resmi golünü kaydetmiş hem de teknik direktör Eric Gerets’in gözüne girerek ilk 11’deki yerini sağlamlaştırma konusunda kendini göstermişti. Bu, Arda Turan’ın, “Orası benim evim” dediği kulübünde artık sıklıkla ilk 11’de yer bulacağının göstergesiydi.
Arda Turan, 2006 - 2007 sezonunda Galatasaray formasıyla çıktığı toplam 26 maçın 24’ünde ilk 11’de yer buldu.

Etkileyici bir çıkışla adından söz ettirmeye başlayan Arda Turan’ın popülerliği de gün geçtikçe artıyordu. Bu rüzgârla birlikte oynadığı reklam filmleri sonrası Galatasaray yönetiminden uyarı gecikmemişti.

Arda’nın başarıya gittiği tüm yollara engel koyulmaya başlanmıştı. Henüz 20 yaşındaki Arda Turan’ın, başta basın olmak üzere herkes üstüne gitmeye başlamıştı. Bu arada 4 Mayıs 2008 günü oynanan şampiyonlukta önemli Sivasspor maçında kariyerinin ilk hat-trick başarısını göstererek takımının sahadan 5-3 galip ayrılmasında önemli rol oynadı Arda Turan.

İlk kez çağrıldığı A millî Takımda, özel maçta Lüksemburg karşında forma giydi. Ayrıca ilk golünü 25 Mayıs 2007 de Uruguay’a kafayla atarak Milli Takımı 1-0 öne geçirdi. Euro 2008’de iyi bir performans gösteren ve dikkatleri üzerine çeken Arda Turan’ın yaptığı en unutulmaz hareket, 11 Haziran 2008’de oynanan İsviçre - Türkiye maçında 90+2’de attığı golle galibiyeti getirmesi oldu. La Gazzetta dello Sport bu gölü, “Turan İsviçre’yi ağlattı” başlığıyla verdi.

10 Temmuz 2009’da yapılan bir basın toplantısında Arda Turan’ın Galatasaray’ın kaptanlığına getirildiği duyuruldu. Henüz 22 yaşındaki genç futbolcu; Turgay Şeren, Bülent Korkmaz ve Tugay Kerimoğlu’ndan sonra Galatasaray tarihinin en genç kaptanı olmuştu.
Aynı zamanda 10 numaralı formayı giyeceği de açıklanan Arda Turan, daha önce 10 numaralı formayı
giymek istemediğini açıklamasına rağmen bir röportajında söylediği üzere, “O formayı bana verdiler, geri çevirmek olmazdı.” diyerek kabul etti. Mükemmel bir sezon geçirdi ve Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu tarafından ‘2009 Yılının En Popüler Aktif Futbolcusu’ olarak gösterildi.

7 Eylül 2010’da oynanan Türkiye - Belçika maçında Arda Turan 3. golü attı ve Türkiye Milli Takımı’nın maçı 3-2 galibiyetle bitirmesini sağladı. Ancak Fellaini’nin tekmeleri nedeniyle sakatlanarak sahalardan uzun bir süre uzak kaldı. Tam iyileşmeden katıldığı A Milli Takım'ın Almanya kampında yeniden sakatlandı.

Arda Turan’ın kamptaki sakatlığı Galatasaray’la Türkiye Futbol Federasyonu ve A Milli Takım’ın teknik heyetini karşı karşıya getirdi.
Galatasaraylılar, “Arda Galatasaray’da oynamıyor, Milli Takım olunca da aslan kesiliyor. Almanya maçında oynamak için kendini sakatladı.” dediler. Arda hem sakatlanmış hem de haksız eleştirilerin hedefi olmuştu.

Henüz iyileşmeden bu kez de Arda Turan’a pubis teşhisi konuldu. Yaygın olarak bu meslekte görüldüğü için ‘futbolcu hastalığı’ olarak da bilinen pubis teşhisinin ardından akıl almaz bir ‘akıl yürütmeyle’ karşılacaktı Arda.

Bazı reytingi yüksek spor programları yorumcuları tarafından haksızca eleştirilerek, ‘’özel hayatında yaşadıkları yüzünden sakatlandı’’ diyorlardı. Medyada, ‘Arda Turan’ın futbol hayatı bitiyor!’ tamtamlarını çalınmaya başlayınca Arda Turan izinsiz olarak NTV Spor’a bir söyleşi verdi. Söyleşi sırasında ağlayarak, "Birileri şerefsizlik yapıyor, diğeri alıp o şerefsizliği gazetesine manşet olarak koyuyor" dedi ve Türkiye'den ayrıldı.

Arda Turan 2011 - 2012 sezonunda, 2015 yılına dek formasını giyeceği Atlético Madrid’le anlaştı.

4 yıllık resmi bir sözleşme imzalayan Arda’nın takıma gelişi Vicente Calderón Stadyumu'nun VIP salonunda yapılan bir toplantıyla basına duyuruldu.

Atlético Madrid formasıyla çıktığı ilk maç, 28 Ağustos 2011’de oynanan ve 0 - 0 biten Osasuna maçıydı.

Bu maçın 61. dakikasında çıkan Eduardo Salvio’nun yerine oyuna dahil oldu. Madrid formasıyla ilk resmi golünü de bir Avrupa Kupası maçında attı.

30 Kasım 2011’de Avrupa Ligi’nde oynanan Celtic karşılaşmasının 30. dakikasında attığı gol, maçın tek golüydü ve bu golle takımına 3 puan kazandırdı.

Atlético Madrid’in 2012 UEFA Avrupa Ligi finalindeki maçında 90 dakika forma giyen Arda, maçta Radamel Falcao’nun attığı 2. golün pasını veren isimdi.

Bu maçı 3-0 kazanan takımıyla birlikte şampiyonluğu yaşayan Arda Turan, Türkiye dışında bir kulüple Avrupa Ligi Şampiyonluğu yaşayan ikinci Türk futbolcu oldu. Arda Turan, Atlético’daki ilk sezonunda ligde toplam 33 maçta forma giydi ve bu maçların 24’ünde ilk 11’de sahaya çıktı.
Arda Turan, bu takımda gösterdiği başarıyla İspanyol basını tarafından yılın en kârlı transferi olarak nitelendirildi.

2015 - 2016 sezonuna dek formasını giydiği Atlético Madrid’de birçok gole imza attı ve yıldızını parlattı.

28 Ocak 2015’te Barcelona’nın 3-2’lik galibiyetiyle sonuçlanan Kral Kupası maçında hakemin kararına gösterdiği tepki çok konuşuldu. Yardımcı hakemin bulunduğu yöne doğru ayakkabısını fırlatması nedeniyle sarı kart gördü.

2014 - 15 sezonuna cezalı başlayan Arda Turan, sezon başında Real Madrid’le oynanan 2014 İspanya Süper Kupası maçlarında bir önceki sezon oynadığı Süper Kupa maçında gördüğü kart nedeniyle forma giyemedi.

La Liga’nın ilk maçında sakatlığı nedeniyle SD Eibar takımına karşı oynayan Atlético Madrid’le birlikte sahaya çıkamadı.

Sakatlığının ardından ligde oynadığı ilk maç, Santiago Bernabéu Stadyumu'nda Real Madrid’e karşı oynadıkları ve 2-1 galibiyetle sonlandırdıkları maçtı..

Arda Turan bu maçın 75. dakikasında takımını öne geçiren golü atan isim oldu. İspanyol medyasında Arda övürülürken, UEFA’nın resmi internet sitesi ise maç haberi “Madrid derbisini Arda kazandı.” şeklinde verildi.

23 Ekim 2013'te Atletico Madrid formasıyla 100. maçına çıkan Arda Turan hakkında, Atletico Madrid'in resmi internet sitesinde "Arda Turan 100'lük bir sihirbaz" başlığı altında yayımlanan yazıda
"Arda Turan, Atletico Madrid'in sol kanadının sahibi ve beyefendisi. Türk sihirbaz, daha uzun yıllar Atleticolulara zevk vermeye devam edecek" denilmişti..
4 Ekim 2014’te oynanan Valencia maçında kariyerinin 100. La Liga maçına çıkan Arda bu başarıyla birlikte daha önce Real Sociedad ve Villarreal takımıyla toplamda 194 kez La Liga’da forma giyen Nihat Kahveci’den sonra bu ligde en fazla forma giyen ikinci Türk oyuncu oldu.

Atlético Madrid teknik direktörü Simeone, 2015’in Haziran ayında bir İspanyol televizyon kanalında Arda Turan’ı överek, Arda’nın kendileri için en iyi futbolculardan biri olduğunu söyledi ve daha fazla gol atması gerektiğini de ekledi. Atlético bu sezonu 79 puanla tamamlayarak La Liga’da üçüncülüğü aldı.

2014 - 2015 sezonu biterken Arda’nın transfer edileceği konuşuluyor ve birçok takımın adı anılıyordu.
Chelsea, Manchester United, Paris Saint Germain ve Barcelona takımlarının isimleri telaffuz edilirken söylentiler Barcelona üzerinde yoğunlaşmaya başladı.
Barcelona takımı nihayet 6 Temmuz 2015’te 34 milyon euro bonservis bedeli karşılığında Arda Turan’la 5 yıllık sözleşme imzaladığını açıkladı.
Başkanlık seçimleri henüz tamamlanmadan yapılan anlaşma, Arda’nın transferinin ne kadar önemsendiğini de gözler önüne seriyordu.
Barcelona, Roma ile oynadığı Joan Gamper Kupası öncesinde oyuncuları taraftarlarla buluşturdu ve seronomide milli oyuncumuz Arda Turan'ın ismi anons edildiğinde statta büyük bir alkış tufanı koptu.

Arda, Barcelona’nın 2016 yılının Ocak ayına dek transfer yasağı olması nedeniyle bu tarihe kadar forma giyemedi ancak bu tarihe kadar çok çalıştı. A Milli Takımın Euro 2016’ya kalma yolunda oynadığı karşılaşmalara büyük katkı koyarak, takım arkadaşlarıyla Milli Takımı yıllar sonra Avrupa Kupalarına götürmeye hak kazandırmışlardı.

Nihayet o gün geldi ve Arda ilk maçına Espanyol karşısında çıktı. Kral Kupası'nda son 16 öncesi Espanyol ile karşılaşan Barcelona Camp Nou'da ağırladığı rakibini 4-1 yendi. Barcelona'nın as takımla çıktığı maçta Arda Turan, Hırvat futbolcu Ivan Rakitic yerine ilk 11'de sahaya çıktı ve oyun kurucu görevini üstlendi. 68 dakika oyunda kalan Arda yerine Rakitic oyuna girdi.
Artık hayallerinin de üstüne çıkmıştı Arda, onun Bayrampaşa’da başlayan hikayesi Barcelona’da devam ediyor. İnanıyoruz ki bundan sonra onun adı hem başarıyla ve gururla anılacak.
Etiketler